24.7.10
ATTENTION!
blogumun 109 kişilik izleyici kitlesinin hiç olmazsa bir kısmı burada okumak istedikleri yazı tarzını belirtirlerse daha verimli bir paylaşım yaşayacağımızı düşünmekteyim.ben elimden geleni yapacağım,söz size.
o yüzden şimdi rica ediyorum.bu yazıyı gören herkes kendi fikrini belirtsin.gmail ya da blogger hesabı olmayan arkadaşlar da blogun facebook sayfasından yorum bırakabilirler.şimdiden teşekkürler.
Pencil vs. Camera!
I found a photographer whose name is Ben Heine when i was surfing on the net a few weeks ago.he has got a project named 'Pencil vs. Camera'.I think everybody will like it.Heine adds some illustrations to his photos.that makes him different than others.he said that he could have called his project 'Imagination vs. Reality' or 'Drawing vs. Photography' in his flickr account..he also responded some reccuring questions there.so I think u want to see his art huh? let's see then.
Bu Hafta En Çok..
..dinlemek istediğim/what I wanted to listen:Calogero-Danser Encore
..heyecanla beklediğim:Prag tatili.dönüşte birşeyler yazarım :)
..what I can't wait for:our Prag vacation.
..eğlendiğim:fotoğraf çekmek(500 oldu sanırım :D)
..what I had fun:taking photographs(I think this one is 500th lol)
..üzüldüğüm:kendim?
..what I was sad about:myself huh?
..sevdiğim klip/which video I liked this week:B.o.B. ft. Hayley Williams-Airplanes
15.7.10
London Trip Outfits
A friend whose name is Yaprak will have a trip to London and she wants me to help her with her outfits.I’ll suggest her some clothes for every place she planned to go.
1-Müzikaller/Musicals
Böyle konularda müzikal denince ülkemizde akla gelen ilk şey paspal olmamaktır sanırım.oradaki durumu pek bilemediğimden ona fazla zorlamadan şık olabileceği,aynı zamanda salaş görünmeyeceği elbiseleri önereceğim.fazla mini olmayan,yazlık(belki çiçek desenli) elbiseler her yere uyum sağlayabilir diye düşünmekteyim.üstüne havaya göre triko bolero,hırka ya da ceket alabilir.
In my opinion,in our country everybody thinks of not being sloppy when you say musical.so she can wear dresses just ‘cause of they are suitable for every place.use floral and not so mini ones.she can also use boleros,cardigans and jackets if she needs.
2-Müze/Museums
Müzeleri ziyaret ederken özel bir kıyafet kullanmaya gerek yok.günlük kıyafetlerini buralarda kullanabilir.benim önerim düz renk v yaka tişörtler,şortlar ve deri sandaletler. Museums are not places where you should wear some special clothes.you can use your casual clothes there but i thought that wearing basic v-neck T’s,shorts and leather sandals is better.
3-Notting Hill Karnavalı/Notting Hill Carnival
Notting Hill Karnavalı’na Karayip yerlilerinin 2 gün süren bayramı denebilir.günlere ayırmaya gerek olduğunu düşünmüyorum.o kadar renk cümbüşünün içinde fark edilmek adına renkli ve olabildiğince dikkat çekici giyinmekte fayda var.benim önerim içinde canlı tonlar bulunan bol bir erkek tişörtüyle mini kot şortları beraber giymesi.altına da yine renkli sneaker,converse giyebilir.
She must use colorful clothes to abcense in crowd.i think she can wear colorful boyfriend T and mini jean shorts together.she can wear colorful sneakers or converse if she want.
4-Barbekü Partisi/Barbeque Party
Gideceği okulda barbekü partileri yaptıklarını söyleyen Yaprak’a önerim bu yaz adı sık duyulan boyfriend şortlarını denemesi..üstüne de sporcu atleti kullanabilir.altına istediği her tarz şeyi giyebilir;spor ayakkabılar,converseler,flip-floplar..vs.
5-Salsa Dersleri/Salsa Lessons
Yaprak Londra’da salsa dersleri alacakmış.derslere giderken rahat hareket edebileceği şeyler giymesi gerekiyor.ona önerim basket şortları,bol tişörtler,koşu ayakkabıları ve tozluklar..
6-Brighton ya da Paris Turu/Brighton or Paris Tour
Bildiğiniz gibi bu tarz gezilerde ekstra turlar da olur..Yaprak’ın okulu da Brighton ya da Paris’e tur düzenleyecekmiş.attığı mesajda Brighton için Londra’nın Bodrum’u dediğinden ona göre önerilerde bulunacağım.
Brighton’a giderse;
Hasır fötr şapkaları(ben de kendime bir tane aldım),mini şortları,sandalet ve plaj elbiselerini,askılı üstleri kullanabilir.
If she goes to Brighton;
She can wear straw feutres,mini shorts,sandals,beach dresses and strappy tops.
Paris’e gidecek olursa da;
Paris stil sahibi insanların şehri olduğundan Yaprak özgürce giyinebilir.dantelli elbise ve üstler,çizgili tişörtler,harem pantolonlar,ressam bereleri,fular ve gözlükler,yüksek bel etek ve pantolonları gönül rahatlığıyla kullanabilir.babetler ise ayakkabı olarak hem rahat hem şık bir tercih olacaktır.
If she goes to Paris;
Paris is a city of stylish people so she can wear whatever she likes.lace dresses and tops,striped T’s,harem pants,artist berets,scarves and glasses,high-waisted skirts and pants are better choices to wear..for her feet;flats are comfortable and chic.
umarım yardımcı olabilmişimdir :)
hope you'll like it Yaprak :)
11.7.10
Don't Forget Srebrenica!
it has been 15 years.don't forget Srebrenica..
What's Mohr?
10.7.10
Bu Hafta En Çok..
..dinlemek istediğim/what i wanted to listen:Keane-Everybody's Changing
..sevindiğim:tatil haberi
..what i was happy about:good news about vacation
..almak istediğim:siyah beyaz oxfordlar(topuklu ya da topuksuz farketmezzz)
..what i wanted to buy:black-white oxford shoes
..yapmak istediğim:para biriktirmek
..what i wanted to do this week:save money
6.7.10
Misery Video
bu arada sanırım ablamız knows kung-fu! :)
i don't want to talk too much so i'm glad to tell you we can watch 'Misery's official video now! video has love and fight scenes together,i love the look.you know that i love this song a lot too and i think i can't be tired of listening it.
and also..
guys she knows kung-fu! :)
4.7.10
Mutluluk
Bana sürekli ‘Mutlu olmayı ne zaman öğreneceksin?! Neden bu kadar doyumsuzsun?!’ şeklinde sitem etmesinden yorulmuştum.Belki haklıydı ama beni mutlu etmek için uzun zamandır çaba göstermediği de aşikardı.
Başlarda huzuru onda bulacağıma o kadar inanmıştım ki..hayal kırıklığımın bir sebebi de bu olsa gerek.Hep en iyisini yaptığını iddia eden ama işten döndüğünde yüzünüze bile gülmeyen bir adamla aynı evde yaşadığınızı hayal etsenize..o bile çok zor inanın.İşte bugün de böyle başladı herşey.İçeri girer girmez ne kadar berbat bir gün geçirdiğinden,patronunun ne kadar çekilmez biri olduğundan dem vurmaya başladı.Oysa ki ben daha sabah hasta dayımın ölüm haberini almıştım..tabi nerden bilsin değil mi,adam hatrımı bile sormuyordu.Bir süre devam etmesine izin verdim,bağırdı,çağırdı hatta küfür etti.En sonunda dayanamayıp ‘SUS!’ dedim,’SUS BE!’..Suratıma boş boş baktı.’Sürekli kendinden bahsedeceğine biraz da beni dinle artık! Bugün dayım öldü,kaybettik onu ama sen kendinle o kadar meşgulsün ki etrafında olup bitenleri göremeyecek kadar kör oldun! Yoruldum artık anlıyor musun? Son 6 aydır her gün böylesin,üzüntümün canı cehenneme sadece bir kez olsun bana günümün nasıl geçtiğini sorsan hiçbir şey bu kadar zor olmazdı! ’..Sanırım biraz üzülmüştü.Bunu farkettiğimde susma sırasının bana geldiğini düşüdüm.10 dakika kadar odanın çeşitli yerlerine,halının desenlerine bakıp durduk.En sonunda bir ses çıkarmayı başardım.’Özür dilerim,bu kadar bağırmak istememiştim.Sadece biraz huzura,mutluluğa ihtiyacım var beni anlıyor musun?’,evet dercesine başını salladı.Sonra ‘Haklısın ama ben de çok şey yaşıyorum sadece sana anlatmakta zorlandığım için bu hırçınlığım.Birşeyler oluyor M(evet ben M’yim) ama anlatamıyorum.Delirmek üzereyim..Ben seni aldatıyorum.’ Dediğinde suratımın aldığı ifadeyi tahmin etmişsinizdir.Evet,o deli gibi aşık olduğum adam,beni koca memeli bir sarışınla–muhtemelen- aldatıyordu.Neydi? Huzuru onda bulacaktım.Ya,ne demezsin..
Bir süre bağırıp çağırdım ve sonra sırf O’na aciz görünmemek için banyoya gidip hıçkıra hıçkıra ağladım.Her şey üstüste geldi derler ya,aynen öyle olmuştu sanki.Ancak kapıyı tıklattığında kendime gelmiştim.Gözlerimi hızlıca kurulayıp kapıyı açtım.Çoktan oturma odasına dönmüştü.Ben de gidip O’nun eşyalarını topladım(ne yani,evden giden ben olmayacaktım tabi ki?!).Dış kapıya valizi bıraktığımda seslendim ‘Kıyafetlerinin hepsi burda,kitaplarını da kendin topla,eve döndüğümde klozette bokunu bile görmek istemiyorum’ dedim.Ses çıkarmadı.Kapıyı çarptım ve sonrasını biliyorsunuz işte..
Mutlu olmak istiyorum deyip durdum bunca zaman ama fazla bağırdığımda beni kimsenin duymayacağını hesaba katmamıştım.Mutluluk siz peşinden koştukça uzaklaşan bir şey olmalıydı.Bu yüzden kapı gümbürdediğinde artık sürekli mutluluk,mutluluk diyerek onu dilimde kaybetmemeye karar verdim.
Bu gün benim için yeni bir başlangıç.Ben mutluluğun değil,mutluluk benim peşimden koşsun.O canına yandığımın herifi de koca memeli sarışınının peşinden..
P.S:uzun yazıları ben de eleştiriyorum ama bu bir hikaye olduğuna göre sorun yok :)
P.S2:sorry guys this is only in Turkish.
2.7.10
Material World of Lourdes
Bu Hafta En Çok..
..dinlemek istediğim/what i wanted to listen:Maroon 5-Misery
..hayal kırıklığına uğradığım:Zara indirimi..alacak güzel bir şey göremedim..
..what disappointed me:Zara discount..i found nothing to buy..
..yapmak istediğim:bir an önce resim kursuna kaydolmak
..what i wanted to do:join an art club soon
..özendiğim:kızıl saçlı kızlar
..wanted to be:a girl with red hair
..dinlemek istediğim grup/..which band i wanted to listen:The All-American Rejects
..beğendiğim klip/..which video i liked this week:Owl City-Vanilla Twilight