12.9.13

Arctic Monkeys for Rock'n Coke

evveeeeeet,günlerden yine bir "konuk yazar" günü...efenim bendeniz yaşadığım birtakım talihsiz hadiseler sebebiyle Rock'n Coke adına ilk şansımı kaybettim ve etkinliğe birçok sevdiğim isim olmasına rağmen katılamadım.ama gördüğünüz üzere hizmette sınır tanımıyoruz,festivali ayağınıza getiriyoruz öhöm.
öncelikle festivalin en hip,en beklenen,en çok konuşulan ismi olan Arctic Monkeys'in konserini(ve diğer konserlere dair birkaç ufak ayrıntıyı) aşşşşşırı duygusal bir fan olan(yazıyı okuyunca hak vereceksiniz) sevgili Deniz Zileli'den dinliyciğiz.
ilerleyen günlerde de bir aksilik olmazsa tüm festivalin analizini yine bu sayfadan okuyabileceksiniz.
hadi bakalım sahne Deniz'in(alkışlar,gülüşmeler?):


Her şey bir okul günü başladı.İnternetten konser haberini aldığım an aklımdaki tek düşünce bu konsere gidemezsem üzüntüden öleceğimdi.Zira yaklaşık 6 senedir Arctic Monkeys şarkılarıyla yatıp kalkıp, Alex Turner’a karşı derin duygular beslemekteyim.Antalya’da yaşamamdan,hâlâ 12. Sınıf olmamdan ötürü annemler izin vermezse ‘alın size kapı gibi bilet,adios.’ diyebilmek için o günden itibaren para biriktirmeye başladım.Konser biletimi aldıktan sonra hızımı alamayıp sahne önü biletimi de alınca geriye sadece gün saymak kaldı.Sayılı gün çabuk geçer hesabı bir de baktım İstanbul’dayım.

Hezarfen Havaalanı özellikle karşıda oturanlar için resmen Türkiye’nin diğer ucu gibi geliyor.Kombine bilet aldığımız için cumartesi sabah 13.30 gibi yola çıktık fakat yoğunluğuyla insanın midesini bulandıran trafik yüzünden anca 17.00 gibi konser alanında olabildik.Arctic Monkeys’den önce içinde Hurts’ün de bulunduğu grupları dinledik.Arctic Monkeys sahne önü biletlerinin konserden 1 hafta önce tükenmesini de göz önünde bulundurarak Hurts’ün bitmesine 15 dakika kala sahne önüne gitmek üzere kalabalığı yararak çıktık.’Oley kimse yoktur şimdi,en önde oluruz’ ümidiyle koşa oynaya ilerlerken sahne önündeki yaklaşık 1.5-2 metrelik kuyruğu görünce hayal kırıklığına uğramadık değil.Yaklaşık 20 dakika beklemenin ardından sahne önüne alındık.O kalabalığa rağmen 3. Sırada yerimi aldım (aldım diyorum çünkü kötü bir arkadaş olduğum için arkadaşlarımı arka sıralarda bırakıp en öne kadar ilerledim.).


Yaklaşık 20 dakika da orada bekledik.Gitarların akorları,mikrofonların ayarları yapıldıktan sonra grubun az sonra sahneye çıkacağının haberini veren müzik çalmaya başladı.Ardından sahnede tam 6 senedir aşık olduğum,her hareketini yakından takip ettiğim,uğruna methiyeler dizdiğim Alex ve grubu belirdi. Alex ışığın altında parıltılar saçan YSL ceketi ve itinayla taranmış saçlarıyla gönlüme en derin yarayı açtı.Bu arada olur da beni televizyonda falan görürseniz diye çirkin bir ayrıntıyı da belirtmem gerek,sahneye çıktıkları an hüngür hüngür ağladım.

‘Do I Wanna Know’la başlayıp ‘Brainstorm’la devam ettikleri,yeni albümden ‘Why’d You Only Call Me When You’re High’la,muhtemelen duymadığınız ‘Arabella’yı söyledikleri konserin setlist’i şu şekildeydi:
1.     Do I Wanna Know? 
2.     Brianstorm 
3.     Dancing Shoes 
5.     Teddy Picker 
6.     Crying Lightning 
7.     Brick by Brick 
8.     Old Yellow Bricks 
9.     She's Thunderstorms 
10.   Arabella 
11.   Pretty Visitors 
13.   Do Me a Favour 
14.   Cornerstone 
15.   Suck It and See 
18.   R U Mine? 
19.   Encore:
20.   505

Arctic Monkeys’in sadece adını duyan insanların bile dayanamayıp dinlediği ‘Do I Wanna Know’ herkes tarafından çığlıklar atarak söylendi.Bu çoşkunun ardından İstanbul’u selamlayan Alex Turner,şarkılarına daha bir keyifle devam etti.Sık sık ritim tutmamızı,ellerimizi havalandırmamızı istedi.Yine ellerimizi bir o yana bir bu yana salladığımız sırada ön sıradaki beyleri ‘kalçaları da sallayın’ diyip,bunu bizzat uygulayacak kadar cesur olan Alex kalplerimizi bir kez daha fethetti.Glastonbury performanslarını izleyenlerin aşina olduğu,daima arka cebinde taşıdığı tarağıyla Wax’lı saçlarını taraması bu konserde de tekrarlandı.

‘Dancing Shoes’u söylemeden önce sevgi ölçümü yaparcasına ‘Ladies’ diye bağırması, ‘Are U Mine’dan önce ise ‘İstanbul,yes we are yours.’ demesiyle bizlere bir kez daha kalp krizi geçirten Alex,gece boyunca aşık olunası hareketlerine devam etti.Çok garibime giden bir ayrıntıyı belirtmek isterim,daima etrafa bön bakışlarla bakan Jamie Cook bu konserde hiç yerinde durmadı.Sürekli bizlere göz kırpan,gitarıyla oradan oraya koşuşturan bir Jamie vardı karşımızda.
Akustik olarak çaldıkları ‘Cornerstone’ ve ‘Do Me A Favour’ seyircilerle birlikte söylenildi. ‘Are U Mine’ı söyledikten sonra ufak el sallama hareketleriyle ‘biraz yalvarırsanız,geri döneriz’ mesajı veren grup sahneden ayrıldı.Diğer konserlerde olanın aksine uzun uğraşlarımız sonu geri dönmeyen grup,yeterince çığlık attığımıza ikna olmuş olacak ki yaklaşık 10 dakika sonra sahneye geri döndü. Eski şarkılardan biri olan ‘When The Sun Goes Down’ hep bir ağızdan söylenildikten sonra benim için yeri çok ayrı olan ‘505’ı da söyleyen grup selamını verip konseri sonlandırdı.Alex son hareket olarak Wax’lı tarağını en öne fırlatıp sahneden ayrıldı.
Böylece belki de hayatımın en güzel 2 saatini geçirdim.Sizlere şunu hiç çekinmeden söyleyebilirim,yıllar sonra Arctic Monkeys için yeni dönemin The Beatles’ı olarak söz edeceğiz.Gerek sahne performansıyla gerekse sempatik tavırlarıyla her yaştan insanın kalbinde ayrı bir yeri olan grup,uzun süreler boyunca akıllardan silinmeyecek.Olur da bir gün tekrar bu diyarlara gelirlerse konserlerini bir kez daha kaçırmak sizi çok üzer şimdiden söyleyeyim.
Yazımı sonlandırmadan önce RnC hakkında değinmek istediğim birkaç yer daha var müsaadenizle;
·         Arctic Monkeys’in yeni albümünün adı olup her konserinde arka planı süsleyen kocaman AM yazısı bu konserde yoktu.Bu arada konser alanına ‘AM var dediler,geldik.’ pankartıyla gelen birkaç arkadaş güvenlikçi ağabeylerden sıkı dayak yemiş diye duydum.
·         İngiltere’nin parlayan yıldızı Hurts harikaydı.Glastonbury’de izleyici sayısının azlığıyla şoka uğrayan Theo,burada tatmin olmuş olacak ki sahnede enfes bir performans sergiledi.Bu arada kendisi cool tavırlarıyla,puslu ses tonuyla,geriye doğru taranmış saçlarıyla herkesi kendine aşık etti.
·         Müziği bırakıp kısa bir süre sonra geri dönen Teoman,konserdeki performansıyla ‘Abi bu adam eskimez yaaa.’ dedirtti.Ana sahneyi dolduran topluluk tüm şarkılara bağırarak eşlik etti.
·         Festivalin en merakla beklediğim gruplarından biri olan Klaxons tek kelimeyle mükemmeldi. Sempatik tavırlarıyla kendini daha da sevdiren grubu mutlaka canlı olarak dinlemelisiniz.Benim için festivalin en iyilerindendi.
·         Ellie Goulding’te dans ettiğim kadar başka bir konserde dans etmedim sanırım.Ekibi çok sağlam.Konser bir ara Dubstep Party’ye döndü,muhtemelen herkes iç organlarının yarısını Party Arena sahnesinde bırakıp geri kalanını da The Prodigy’de dökmek için sakladı.
·         İstanbul’a kapağı atan Oi Va Voi’u ilk defa canlı izledim.Mutlaka dinlemeniz gereken gruplardan biri.Solistinin sesi,kemancısının mükemmelliği,basçısının ustalığı anlatılmaz yaşanır.
·         Jamiroquai da çok güzel dans ediliyor.Kesin bilgi.
·         The Prodigy’nin tarzını sevmiyorum. Onun için iyi ya da kötü diye yorum yapma hakkını kendimde bulmuyorum.Fakat sahneye çıktıkları sırada tüm konser ahalisi oradaydı,insanlara kafayı yedirttiler.Bu arada sizlere çağrım,pogo yaparken etrafınızdaki tıfılları da düşünün.Dayak yemiş kadar oldum.
·         Arkadaşlar tuvaletler diyeyim,siz beni mutlaka anlayacaksınızdır.
·         Otopark, alandaki rodeo’ya taş çıkartacak türdendi.Arabanın içinde sallanırken kusma noktasına geldik.
·         Son olarak Büyük Ev Ablukada’nın Bartu’su ve The Away Days’in Oğuzcan’ı dünya tatlısı insanlar. Arctic Monkeys boyunca çığlık atmama seslerini çıkarmayıp bana eşlik etmeleri gecenin en özel anlarındandı benim için.
Not: Arctic Monkeys’in baştan sona çekilmiş konser görüntüsünü bulamadım.Dream Tv’den kovalamak istemeyip benim amatörce çektiğim instagram videolarını izlemek isteyenler için; instagram.com/denizzileli
Belieber kızlarına taş çıkartacak üslubuma rağmen buraya kadar gelebildiyseniz,bana katlandığınız için teşekkür ederim.Bir başka Arctic Monkeys konserinde,RnC festivalinde görüşmek üzere.

                                                                                                                                                             Deniz.

Hiç yorum yok: