"kızım ne sonbaharı iliğimiz buz tuttu" dediğinizi duyar gibiyim,telaş yok,
kısmetse daha nice sonbaharlar görücez.siz söylediklerimi atın hafızaya zamanı gelince kullanırsınız :)
bu arada yazım dergiye nakledilirken ufak sansürlere uğramış(evet,haberim yoktu).üslubumu bozmak hiç istemem,o yüzden yazının orjinalini tam olarak aşağıya bırakıyorum.dileyen hoyrat Hatice'yi,dileyen usturuplu olanını okuyabilsin diye...
---
Sonbaharı Kullanma Kılavuzu
“O da nesi?” dediğinizi duyar gibiyim,yadırgamayın efendim,sonbahar bu…yeri gelir dondurur,yeri gelir soyundurur.Sonbaharın hâlinden anlamayanı,sonbahar hiç anlamaz.E durum böyleyken sevgili Magger okuyucularının,yılın en güzel zamanlarından biri olarak sayabileceğimiz şu aylarda hasta olup eve tıkılmalarını istemediğimden parmağa kuvvet “Sonbaharı Kullanma Kılavuzu”nu yazmaya karar verdim.Haydi başlayalım…
Kural 1:Aklınıza mevsim sebzelerini getirin.”Ne alaka kardeşim,kafayı mı yedin” de demeyin zira kapuska yemeğinin starı lahana,sonbaharda ilham kaynağınız olacak.
Lahana onlarca katmandan oluşan bir sebzemiz.”Sonbaharı Kullanma Kılavuzu”muzun ilk kuralıysa kat kat giyinmek,tıpkı bir lahana gibi :)
Ne demiştik sonbahar yeri gelir dondurur,yeri gelir soyundurur.Evden çıkarken havanın soğukluğuna aldanıp kalın kazaklarla çıkarsanız iç mekanlarda sıkıntı yaşayabilir ya da günün ilerleyen saatlerinde sıcaktan baygınlık geçirebilirsiniz.Dolayısıyla ince bir bluz(ya da t-shirt,gömlek vs.) üzerine bir hırka,yetmiyorsa bir de ceket(risk almak istemiyorsanız trençkot veya deri ceket tercih edin) atın sırtınıza,her şey tamam!
Kural 2:Marjinal görünmek adına popişi üşütmeyin.
Biliyorum biraz kaba girdim mevzuya ama bu işler böyle ablalarım abilerim…Dışarısı neredeyse -5 derece ama bir bakıyorum kızlarımız mini şortları giymiş yaldır yaldır geziyor ortalarda.Tabi böyle durumlarda “biz mi kansızız,sen mi fazla ateşlisin be yavrum” demekten kendimi alamıyorum ben şahsen.
Öhöm evet,nerde kalmıştık.İtiraf edelim;hepimiz bakışları üzerimize çekmeyi seviyoruz ama bunun da bir ayarı var elbet.Tutup da bardaktan boşanırcasına yağan yağmura cıbıl cıbıl çıkmak olmaz,maazallah o yağmur hasta eder adamı.Uzun lafın kısası önce sağlık,sonra zevkler…
Kural 3:Bana hak verip önce sağlık dediyseniz,imajı aksesuarlarla kurtarın :)
Bildiğiniz üzere lahanalık bazen pek de estetik durmayabilir,en küçük hata görüntüyü yerle bir eder.Dolayısıyla durumu kurtarmak için geriye tek bir seçenek kalıyor o da aksesuarlar…
Fransız bereleri ve kaşmir atkılar mevsim için ideal seçimler.Renk ve desen tercihiyse size kalmış.
Kural 4:Kalıpları yıkıp canlı renklere bürünün.
Sonbahar denince aklınıza sarıdan,kırmızıya;kahverengiden,camela birçok sıcak renk geliyor,mevsime de en çok bu renkler yakışıyor,biliyorum.Ama kıyafetlerin ruh hâlini de etkilediğini düşünen biri olarak bu renklerin sonbahar depresyonunu tetiklediğini(bana göre) söylemeden geçemeyeceğim.Dolayısıyla iyisi mi siz olabildiğince renkli giyinin,mevsimin moduna inat etrafınıza gülücükler saçın.Unutmadan;slow şarkıları playlistinizden çıkarıp,yazdan kalma hareketli şarkıları dinlemeyi de kendinize görev edinin :)
Kural 5:Kendinize iyi bakın.
Durun durun,gülmeyin hemen.Gayet ciddiyim.Uzuuun uzun konuştuk,sonbahar şöyle dengesiz,böyle hoyrat dedik.Hava değişimleri bünyeye iyi gelen bir şey değil işte sırf bu yüzden kendinize iyi bakın,bakın ki sonraki sayıda görüşelim :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder