bir kere Vogue Türkiye'nin ihtiyacı olan(ne de olsa popüler kültürün bi parçası olmak,günümüzün farzlarından) 'medyatik ünlü'lü kapak' olabilirdi bu,sonra çekimi Terry Richardson gerçekleştiriyordu..daha ne?!olmuş bu sayı olmuuuuş.
biraz da içerikten bahsedelim.bazı dergiler vardır;cancanlı vitriniyle göz boyayıp,içi 5 kuruş etmeyen mağazalara benzerler,işte Vogue Türkiye bu ay hiç öyle değil..dolu ve okunası.henüz dergiyi hatmedememiş olsam da okuduğum her sayfa bende açık bir ağız bıraktı.
Düşeş'ten başlayalım..2 sayıdır bakmalara doyamıyorum.üstelik bu sefer satın alınabilir ürünler de serpmişler araya,tadından yenmiyor.
sonra Nostalji..5 yaşımda keybettiğim dedem(o hangimizin dedesi değildi ki?) Barış Manço,ancak bu kadar güzel bir üslupla anlatılabilirdi.keşke bitmese dedim,eline sağlık Ebru Çapa!
Güneşle Kaçamak çekimi..Behati Prinsloo,kendisini pek beğenmezdim ama bu çekim fikrimi değiştiriverdi.
Tesadüf Aşkı Çok Sever..Yılmaz Erdoğan ve Belçim Bilgin'in 2 yabancıymışcasına gerçekleştirdiği röportaja bayıldım.özellikle aralarda Yılmaz Erdoğan'ın olaya kendi yorumlarını katması,çoook eğlenceli olmuş.
vee daha niceleri.
kısacası kesinlikle kaçırılmaması gereken bi sayı bu Vogueseverler.bi koşu bayilere!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder