Kendisini capcanlı şekilde Şubat ayında gerçekleşen Istanbul Fashion Week’te gördüm ilk kez ve inanın objektifimle onu yakalayabilmek için büyük çabalar sarfettim :) Daha önce çeşitli postlarda çektiğim fotoğraflarını sizinle paylaşmıştım,şimdiyse sırada kendisine sorduğum sorular ve verdiği yanıtlar var.Didem Soydan,Chase The Glaze’de..İşte başlıyoruz;
-Modellik kariyerinize,çalıştığınız mağazada Ümit Ünal tarafından keşfedilmenizle başladınız.Bu keşif gerçekleşmeseydi Didem Soydan şu an nerede,ne yapıyor olurdu?
Didem Soydan:Ümit Ünal keşfetmemiş olsaydı sanırım yine bu işi yapıyor olacaktım.Çünkü Ümit Ünal’ın mağazaya geldiği haftalarda çok başarılı bir fotoğrafçı olan Barış Aktınmaz da çekim yapmak için benimle görüşüyordu.Sanırım bir şekilde Ümit ya da bir başkası beni bu işe çekmiş olacaktı ama tabi ki de bu işe Ümit Ünal ile başlamak harika bir şanstı benim için..
-Modellik dışında bir şirketin,genel imajından,satın almasına birçok bölümü yönettiğiniz bir mevkide görev almaktasınız.Tasarımcıların sezon defileleri yapılırken içinde bulunduğunuz yoğun tempoda bu iki büyük görevi nasıl bir arada yürütüyorsunuz?
Didem Soydan:Çalıştığım insanlar benim işimin önceliğini iyi kavrayabilecek insanlar.Bir de şöyle düşünürsek daha anlaşılır olabilir;tekstil şirketi banka gibi sinirli saatleri olan bir kuruluş değil,o yüzden bu esnek saatler benim diğer işimi de yapmamı mümkün kılıyor.
-Son zamanlarda tasarımcı kimliğiyle de ön plana çıkan stil danışmanı Umut Eker’le çok yakın arkadaşsınız ve bildiğim kadarıyla bu arkadaşlığınız uzun bir geçmişe dayanıyor.Bize biraz Umut Eker’le olan ilişkinizden bahsetmek ister misiniz?
-Peki ‘Türkiye’de model olma’yı sorsam size,neler söylersiniz?
Didem Soydan:Türkiye’de model diye adlandırılmak çok kolay.Hatta en kolay iş..Biraz uzun boylu ve zayıfsan zaten hemen manken diye takılır etrafındakiler ama ‘model’ olmak..İşte o apayrı ve zor bir mesele.Çok zor çünkü gerçekten profesyonel bir model olmanın zemini ve çalışma şartları bizde yok.Sabırlı,özverili olmanı ve kendi kendini yetiştirmeni gerektiren bir durum var ortada.Ve doğal olarak bunu herkes yapamaz.İşte bu yüzden zor,Türkiye’de model olmak..
Didem Soydan:Benim böyle bir amacım yok,böyle bir hayalim de yok..Ben zaten model olmadan önce de ailemden dolayı tekstilin içindeydim.Babam ve amcalarım,hatta anne tarafından dayılarım bütün aile,yıllardır tekstil sektöründeler.Ayrıca modellikten önce yaptığım işe de halen devam etmekteyim.Modellik bittiğinde ise zaten şu an yaptığım işime devam ediyor olacağım.
-‘Bir gün mutlaka çalışmak isterim’ diyebileceğiniz Türk ve yabancı tasarımcılar kimler?
Didem Soydan:Türk tasarımcıların neredeyse hepsi ile çalışıyorum zaten ama marka anlamında Türkiye’de en iyi isimlerden biri olan Beymen Academia’yla da bir süre önce çalışıp içimi rahatlattım diyebilirim.Tabi söz konusu yurtdışı olunca çalışmak istediğim bir sürü tasarımcı ve marka var birkaç örnek verecek olursam;Dior ,Chloé ,McQueen ,Prada ve bunun gibi çizgisi güçlü birçok markanın defilesinde yer almak ve deneyimlemek isterdim.
-Modellik konusunda ‘Tamam,bundan ötesi yok’ cümlesini hangi noktada sarf edersiniz? Sizin için kariyerinizin gelebileceği en üst nokta nedir?
Didem Soydan:Şu an Türkiye’de olduğum konuma aynı şekilde yurtdışında sahip olsaydım tamam derdim sanırım.Çünkü şu an ülkemde neredeyse bütün dergilerle ve fotoğrafçılarla,aynı zamanda tasarımcıların hepsiyle çalıştım,hâlen de çalışmaya devam ediyorum .Yurtdışında bu şekilde çalışılan bir model olsam,sanırım başka bir şey istemem mesleğimle ilgili :)
-Son olarak;Didem Soydan’ı ilk defa gören birinin dikkatini ilk çekecek şey de dövmeleriniz olsa gerek.Kaç dövmeniz var ve anlamları neler?
Didem Soydan:Dövme benim için tutku ama işime olan saygımdan ötürü daha fazla yaptıramıyorum.Zaten dövmelerim işime başlamadan önce yapılmış dövmeler..Bu işi yapacağımı bilseydim,dövme yaptırmazdım..Çünkü teknik olarak ve bu işin getirdiği en büyük kural olan ‘simple look’ anlayışına tamamı ile ters..Üzen bir durum dövme ama çok şanslıyım ki ben dövmemi göz önünden silecek kadar farklı işlere ve karakterlere dönüşebiliyorum.Benim 4 tane dövmem var.En büyük ve bilineni tamamen bana özel dizayn edilip yapıldı.Amazon yani savaşan kadının omzundaki koruma, omuzluk şeklinde bir dövme.Maalesef çok taklit edilmeye çalışılıyor ve bu beni çıldırtıyor.Anlayamadığım şey;neden insan başkasında olan bir şeyi yaptırır ve çok orjinalmiş gibi dolaşır? Neyse uzatmayayım..Boynumdaki kelebek ise özgürlüğümü temsil ediyor.Sol kaburgamın,yani kalbime en yakın kemiğin üstünde ise annem ve kız kardeşimin isimlerinin baş harfleri var.Ve son olarak;ayak bileğimde,japon çizgi filmi Avatar’dan bir amblem var.
kendisine bu güzel cevapları için bir kez daha teşekkür ediyorum :) ayrıca röportajların devamı hazır,yayınlanmayı bekliyorlar,takipte olun!
P.S:2. ve 4. fotoğraflar bana aittir,izinsiz kullanılamaz.
4 yorum:
Karşısında titreten güzellik.
<3
Röp çok güzel ve detay bilgilendirici olmuş baby. mcx
sevindim,teşekkür ederim :)
Harikasın tatlım bayılarak okudum :))
çok teşekkür ederiim,sevdiysen ne âlâ :)
Yorum Gönder